![](https://i.ytimg.com/vi/952O1su72Y0/hqdefault.jpg)
Kızılderililerin Türk olduğu sabah
saatlerinde bir parodi haber sitesi tarafından ispatlandı. Kirpice’de yer alan
ve çeşitli sitelerde yayınlanarak sosyal medyada dolaşıma giren habere göre
ismi kendinden menkul Francis Smiley ve ekibinin yaptığı araştırmalar
Kızılderililerin Türk olduğunu ortaya koydu. Smiley ve ekibinin üzerinde
çalıştığı yazıtlarda “At, avrat, silah” anlamına gelen bir sözcük bulunuyor ve
bu üçlemenin Kızılderililerin hayatlarında önemli bir yere sahip olduğu
anlaşılıyor. Söz konusu bulgular ışığında Kızılderililerin Türk olmakla
birlikte Cem Karaca hayranı olduklarını anlıyoruz.
Çerokilerden Azteklere kadar bütün Amerikan yerlilerinin
Türk olduğu –Karayip yerlileri hariç, nedense onları hiç kimse sahiplenmiyor-
belirli periyotlarla kesin olarak ispatlanıyor. Söz konusu parodinin ustaca
hazırlandığını söylemek mümkün. Ancak Kızılderililerin Türk kökenleriyle ilgili
söylentiler ne yazık ki bir parodi haber sitesinin asparagasından ibaret değil.
Üstelik bu tez Türkiye’de en popüler tarihi çarpıtmalar arasında yer alıyor.
Amerikan
Yerlilerinin Kökeni
Amerika kıtasındaki yerleşimlerin 40 000 yıl öncesine
kadar dayandığı biliniyor. Bu konuda birçok teori mevcut, örneğin 20.yüzyılda
bazı bilim insanları Kızılderililerin Okyanusya adalarından göç eden
yerleşimcilerin torunları olduğunu düşünüyorlardı. Ancak Doğu ve Güneydoğu Asya
kökenli insanların bir zamanlar Bering Denizi üzerinde bulunan ve Asya ile
Amerika kıtalarını bağlayan kara parçası üzerinden göç etmiş olmaları en
gerçekçi teori gibi görünüyor.
Amerika kıtasındaki tarih öncesi yaşamın birçok gizemli
noktası bulunuyor. Kennewick insanı da bunlardan biri. 1996 yılında Columbia
Nehri kıyısında bulunan Kennewick adamının kökeni hakkında birçok tartışma
mevcut. Kendisinin beyaz ırktan olduğu ve buradaki yerli halklarla hiçbir
bağlantısının olmadığı tahmin ediliyor. Dolayısıyla tarihöncesi Amerika’da
Kızılderililerin ve Eskimoların ataları dışında toplulukların yaşamış olması da
mümkün.
Ancak Kızılderililerin Türk olduğu miti Okyanusya’dan gelen yerleşimcilerin torunları
olduğuyla ilgili teoriden daha eğreti duruyor.
Türkler ve
Kızılderililer
Türklerin tarih sahnesine çıkışı Kızılderililerin
atalarının Amerika’da varlık gösterdiği dönemlerden –doğal olarak- çok sonra
olmuştur. Nitekim Türk adını kullanan ilk topluluğun Altaylarda yaşayan demirci
bir halk olduğu biliniyor. Bununla birlikte Çin kayıtları göz önüne alındığında
Türkçe konuşan en eski kavim Kırgızlardır. Arkeolojik bulgular da Çin
kaynaklarını ve Arap tarihçi Gerdizi’nin söylediklerini doğruluyor. Bölgede
Türkçe konuşan ancak köken olarak Hint-Avrupalı olan topluluklar mevcut. Japon,
Aborjin ya da Afrikalı gibi bir Türk tipolojisinden bahsetmek oldukça zor.
Bugün Proto-Türk olarak anılan toplulukların belirgin
antropolojik özelliklere sahip oldukları tahmin ediliyor. Ancak bu
toplulukların tarihi, Kızılderililerin atalarının Amerika kıtasına yerleştiği
dönemlerden sonraki zamanlara uzanıyor.
Kaldı ki, Asya’dan Amerika kıtasına yapıla göçlerin
önemli bir kısmı Buzul Çağı’nda yapıldı ve bu dönemde “Türk” adı verilebilecek
bir topluluktan veya herhangi başka bir ulustan bahsetmek mümkün değildi.
Tüm bunlar göz önüne alındığında, Kızılderililerin bugün
Beringia adı verilen kara parçası üzerinden geçen Asyalıların torunları olma
ihtimalleri yüksek. Ancak kökenlerini Türkler, Moğollar veya herhangi başka bir
ulusa dayandırmak gerçekdışı bir tez olur.
Türk Tarih Tezi
ve Kızılderili Mitosu
Kızılderililer ve Türkler arasındaki ilişkiye dair tezler
genellikle Güneş Dil Teorisi’ne ve cumhuriyetin ilk yıllarında ortaya atılan
Türk tarih tezlerine dayanır. Bu tezlerin genel amacı Avrupa merkezli tarih
söylemlerini tersine çevirmek, Türklerin Avrosentrik tarih yazımında iddia
edildiği gibi medeniyetsiz ve barbar bir topluluk olmadığını aksine insanlık
tarihinin en kadim halklarından biri olduğunu ve birçok topluluğun Türk kökenli
olduğunu ispat edebilmektir.
Kızılderililerin Türk kökenli olduklarına ilişkin
tezlerin temel dayanağı Kızılderili dilleri ve Türkçe arasında bulunan bazı
benzerliklerdir. Fransız dilbilimci Georges Dumezil de bazı yerli dilleriyle
Türkçe arasında büyük benzerlikler olduğunu söyler. Ancak bu benzerlikler iki
halk arasında ilişki kurmak için yeterli değil.
Dil meselesinden gitmek gerekirse “baba” kelimesi birçok dilde benzer bir yapıdadır. Baba, apa, pa,
tad, ata, appa gibi birçok farklı dildeki benzer sözcük bu anlamı taşıyor.
Bunun sebebi Endonezyalıların, Nijeryalıların ve Norveçlilerin akraba kavimler
olmaları değil. Baba sözcüğü bütün dillerde bebeklerin babalarını gördüğünde
çıkardıkları seslerden türemiştir. Aynı şekilde “Hey” gibi ünlemlerin de birçok
toplulukta benzer seslere sahip olduğu söylenebilir. Dolayısıyla bu tür kelime
benzerliklerinden yola çıkarak herhangi iki halkı akraba ilan etmek hatalı bir
yaklaşım olacaktır.
Din de Kızılderililer ve Türkler arasında kurulan
bağlantıda önemli bir yer taşıyor. Kızılderililerin ve Türklerin geleneksel
dinlerinin Şamanizm olması iki topluluk arasındaki bir akrabalık ilişkisine
yorumlanıyor. Ancak Asya Şamanizmi’yle Kızılderili inanışları arasında ciddi
farklar mevcut.[1]
Doğayla iç içe yaşayan toplumların ritüellerinde benzerliklerin olması
normaldir. Fakat ateşin etrafında davul çalarak dans etme gibi ritüellerden bir
akrabalık bağı kurulacaksa, Afrika yerlilerinin Kızılderililerle ve
onların da Druidlerle akraba topluluklar olduğunu öne sürmek gerekecektir.
Sonuç olarak, Kızılderililerin Türk asıllı olduğuyla
ilgili tezler, Mayaların ve Sümerlerin aynı kültür havzasından geldiğini öne
süren gerçekdışı ve bütün amacı ulus yaratımının meşruiyeti olan bir tarih
yorumuna dayanıyor. Evrimsel süreç ve yaşam tarzlarındaki benzerlikler
toplulukların dillerinde ve inanışlarında ortak ya da benzer özelliklerin
görülmesine sebep olabilir. Ancak bunlar herhangi iki topluluğu akraba ilân
etmek için yetersiz delillerdir.
[1]
Şamanizm tanımlamasının
da ciddi bir literatür hatası olduğunu belirtmek gerekiyor. Şaman, doğrudan
Tanrı’yla iletişim kuran bir konumda değildir ve ruhbanlık görevi yoktur.
Şaman, şifacı, kâhin gibi özellikler taşır. Dolayısıyla herhangi bir toplumun Şamanizm dinine mensup olması
düşünülemez. Böyle bir tanım yapınca Moğolların Haiti yerlileriyle aynı dinden
olduğunu düşünmemiz gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder