17 Ocak 2016 Pazar

Asparagas Tarih ve Kızılderililer


Kızılderililerin Türk olduğu sabah saatlerinde bir parodi haber sitesi tarafından ispatlandı. Kirpice’de yer alan ve çeşitli sitelerde yayınlanarak sosyal medyada dolaşıma giren habere göre ismi kendinden menkul Francis Smiley ve ekibinin yaptığı araştırmalar Kızılderililerin Türk olduğunu ortaya koydu. Smiley ve ekibinin üzerinde çalıştığı yazıtlarda “At, avrat, silah” anlamına gelen bir sözcük bulunuyor ve bu üçlemenin Kızılderililerin hayatlarında önemli bir yere sahip olduğu anlaşılıyor. Söz konusu bulgular ışığında Kızılderililerin Türk olmakla birlikte Cem Karaca hayranı olduklarını anlıyoruz.
Çerokilerden Azteklere kadar bütün Amerikan yerlilerinin Türk olduğu –Karayip yerlileri hariç, nedense onları hiç kimse sahiplenmiyor- belirli periyotlarla kesin olarak ispatlanıyor. Söz konusu parodinin ustaca hazırlandığını söylemek mümkün. Ancak Kızılderililerin Türk kökenleriyle ilgili söylentiler ne yazık ki bir parodi haber sitesinin asparagasından ibaret değil. Üstelik bu tez Türkiye’de en popüler tarihi çarpıtmalar arasında yer alıyor.

Amerikan Yerlilerinin Kökeni
Amerika kıtasındaki yerleşimlerin 40 000 yıl öncesine kadar dayandığı biliniyor. Bu konuda birçok teori mevcut, örneğin 20.yüzyılda bazı bilim insanları Kızılderililerin Okyanusya adalarından göç eden yerleşimcilerin torunları olduğunu düşünüyorlardı. Ancak Doğu ve Güneydoğu Asya kökenli insanların bir zamanlar Bering Denizi üzerinde bulunan ve Asya ile Amerika kıtalarını bağlayan kara parçası üzerinden göç etmiş olmaları en gerçekçi teori gibi görünüyor.
Amerika kıtasındaki tarih öncesi yaşamın birçok gizemli noktası bulunuyor. Kennewick insanı da bunlardan biri. 1996 yılında Columbia Nehri kıyısında bulunan Kennewick adamının kökeni hakkında birçok tartışma mevcut. Kendisinin beyaz ırktan olduğu ve buradaki yerli halklarla hiçbir bağlantısının olmadığı tahmin ediliyor. Dolayısıyla tarihöncesi Amerika’da Kızılderililerin ve Eskimoların ataları dışında toplulukların yaşamış olması da mümkün.
Ancak Kızılderililerin Türk olduğu miti Okyanusya’dan gelen yerleşimcilerin torunları olduğuyla ilgili teoriden daha eğreti duruyor.

Türkler ve Kızılderililer
Türklerin tarih sahnesine çıkışı Kızılderililerin atalarının Amerika’da varlık gösterdiği dönemlerden –doğal olarak- çok sonra olmuştur. Nitekim Türk adını kullanan ilk topluluğun Altaylarda yaşayan demirci bir halk olduğu biliniyor. Bununla birlikte Çin kayıtları göz önüne alındığında Türkçe konuşan en eski kavim Kırgızlardır. Arkeolojik bulgular da Çin kaynaklarını ve Arap tarihçi Gerdizi’nin söylediklerini doğruluyor. Bölgede Türkçe konuşan ancak köken olarak Hint-Avrupalı olan topluluklar mevcut. Japon, Aborjin ya da Afrikalı gibi bir Türk tipolojisinden bahsetmek oldukça zor.
Bugün Proto-Türk olarak anılan toplulukların belirgin antropolojik özelliklere sahip oldukları tahmin ediliyor. Ancak bu toplulukların tarihi, Kızılderililerin atalarının Amerika kıtasına yerleştiği dönemlerden sonraki zamanlara uzanıyor.
Kaldı ki, Asya’dan Amerika kıtasına yapıla göçlerin önemli bir kısmı Buzul Çağı’nda yapıldı ve bu dönemde “Türk” adı verilebilecek bir topluluktan veya herhangi başka bir ulustan bahsetmek mümkün değildi.

Tüm bunlar göz önüne alındığında, Kızılderililerin bugün Beringia adı verilen kara parçası üzerinden geçen Asyalıların torunları olma ihtimalleri yüksek. Ancak kökenlerini Türkler, Moğollar veya herhangi başka bir ulusa dayandırmak gerçekdışı bir tez olur.

Türk Tarih Tezi ve Kızılderili Mitosu
Kızılderililer ve Türkler arasındaki ilişkiye dair tezler genellikle Güneş Dil Teorisi’ne ve cumhuriyetin ilk yıllarında ortaya atılan Türk tarih tezlerine dayanır. Bu tezlerin genel amacı Avrupa merkezli tarih söylemlerini tersine çevirmek, Türklerin Avrosentrik tarih yazımında iddia edildiği gibi medeniyetsiz ve barbar bir topluluk olmadığını aksine insanlık tarihinin en kadim halklarından biri olduğunu ve birçok topluluğun Türk kökenli olduğunu ispat edebilmektir.
Kızılderililerin Türk kökenli olduklarına ilişkin tezlerin temel dayanağı Kızılderili dilleri ve Türkçe arasında bulunan bazı benzerliklerdir. Fransız dilbilimci Georges Dumezil de bazı yerli dilleriyle Türkçe arasında büyük benzerlikler olduğunu söyler. Ancak bu benzerlikler iki halk arasında ilişki kurmak için yeterli değil.

Dil meselesinden gitmek gerekirse “baba” kelimesi birçok dilde benzer bir yapıdadır. Baba, apa, pa, tad, ata, appa gibi birçok farklı dildeki benzer sözcük bu anlamı taşıyor. Bunun sebebi Endonezyalıların, Nijeryalıların ve Norveçlilerin akraba kavimler olmaları değil. Baba sözcüğü bütün dillerde bebeklerin babalarını gördüğünde çıkardıkları seslerden türemiştir. Aynı şekilde “Hey” gibi ünlemlerin de birçok toplulukta benzer seslere sahip olduğu söylenebilir. Dolayısıyla bu tür kelime benzerliklerinden yola çıkarak herhangi iki halkı akraba ilan etmek hatalı bir yaklaşım olacaktır.

Din de Kızılderililer ve Türkler arasında kurulan bağlantıda önemli bir yer taşıyor. Kızılderililerin ve Türklerin geleneksel dinlerinin Şamanizm olması iki topluluk arasındaki bir akrabalık ilişkisine yorumlanıyor. Ancak Asya Şamanizmi’yle Kızılderili inanışları arasında ciddi farklar mevcut.[1] Doğayla iç içe yaşayan toplumların ritüellerinde benzerliklerin olması normaldir. Fakat ateşin etrafında davul çalarak dans etme gibi ritüellerden bir akrabalık bağı kurulacaksa, Afrika yerlilerinin Kızılderililerle ve onların da Druidlerle akraba topluluklar olduğunu öne sürmek gerekecektir.
Sonuç olarak, Kızılderililerin Türk asıllı olduğuyla ilgili tezler, Mayaların ve Sümerlerin aynı kültür havzasından geldiğini öne süren gerçekdışı ve bütün amacı ulus yaratımının meşruiyeti olan bir tarih yorumuna dayanıyor. Evrimsel süreç ve yaşam tarzlarındaki benzerlikler toplulukların dillerinde ve inanışlarında ortak ya da benzer özelliklerin görülmesine sebep olabilir. Ancak bunlar herhangi iki topluluğu akraba ilân etmek için yetersiz delillerdir. 




[1] Şamanizm tanımlamasının da ciddi bir literatür hatası olduğunu belirtmek gerekiyor. Şaman, doğrudan Tanrı’yla iletişim kuran bir konumda değildir ve ruhbanlık görevi yoktur. Şaman, şifacı, kâhin gibi özellikler taşır. Dolayısıyla herhangi bir toplumun Şamanizm dinine mensup olması düşünülemez. Böyle bir tanım yapınca Moğolların Haiti yerlileriyle aynı dinden olduğunu düşünmemiz gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder